NANKÖRLER

Soframızdan yemek yediler, doyan bize düşman oldu. Sevdiğim bir söz. Bizler aynı sektördeyiz. Ancak bazılarıyla aynı sektörde olmaktan kendi namıma memnun ve mutlu değilim. Bu yazım, üç-beş kelime konuşmayı bilmeyip, ara sıra kış uykusuna yatan, kış bitip bahar gelince ortalara çıkarak kendini devlet protokolüne pazarlamaya çalışan şahısadır. Sadece dost kazanmak için var olduğumuz bu sektörü kirletenlere ve her yaptığının şimdiye kadar yanına kar kaldığı o isme son uyarı niteliğindedir. Sosyal medyadan paylaşımlarla siyasete, basın sektörüne yön verdiğini sanan, kendi çalıp kendi oynayan bu şahıs, sen Çaylı kardeşleri düşman edinecek çapta değilsin. Eğer savaş istersen, biz savaşı başlatırız, ama senin küllerini dahi toplayamazlar bu şehirden. Ben, abim ve kardeşim, sana çok büyük geliriz. Sosyal medyadan şov yapmaya benzemez bize meydan okumak. Biz gazetecilik mesleğine menfaat uğruna, abonelik toplamak uğruna girmedik. Ailemizden gelen bir varlığımız var çok şükür. Bizim amacımız dost kazanalım, Hatay’a değer katalım. Ancak, senin gibileri gördükçe, bu mesleğe, bu kente ve insanlığa dair ümitlerimiz tükeniyor. Sosyal medyadan hedef göstermeden serseri mayın misali, kime denk gelirse diye yaptığın paylaşımları da biliyorum. Sonradan kaldırdığın paylaşımları da. Ben senin adımını biliyorum. Umurumda değilsin, ancak çok zıplarsan, nefesimi ensende hissetmeye başlayacaksın. Kalabalıkta artistlik yapanın, tenhada affı olmaz. Eğer bir yazı yazdıysan, bir paylaşım yaptıysan arkasında duracaksın, oynaklık yapmayacaksın. Bizim kapımız namertlik yapanlar hariç herkese açıktır. Kardeşlik yapanlara kapımız da yüreğimiz de açık. Ancak, kalleşlik yaparsan, gözünün yaşına bakmayız bunu bil. Eğer derdin cep harçlığı ise ben sana veririm, yeter ki beni ve ailemi, gevşek ağzına alma. Alırsan da kaçacak delik ara. Bu sana son uyarımdır. Sen kendini çok iyi biliyorsun.

Kazım ÇAYLI