GÜNÜMÜZDE GÖÇÜK ALTINDA KİMSE KALMAMALIDIR

Amik Ovası’nın 3 büyük fayın kesiştiği noktada yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Okan Tüysüz, Antakya’nın depremle karşılaşma oranının yüksek olduğunu söyledi

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde, Hatay İnşaatçılar Derneği ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın katkılarıyla dün Hatay Erol Bilecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Deprem Paneli düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Antakya’nın Depremselliği ve Alınabilecek Önlemler” hakkında sunum yaptı.

Erol Bilecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kongre Salonunda gerçekleşen Deprem Paneli’ne Hatay Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu, ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, Hatay İnşaatçılar Derneği Başkanı Cemil Gündüz, Antakya, Belen, İskenderun, Defne, Payas ve Samandağ Belediyesinden ilgili temsilcilerin yanı sıra vatandaşlarda katılım gösterdi.

GÜNDÜZ; “HATAY SINIFTA KALDI”

Odalar ve belediyelerin anlaşmazlıkları nedeniyle vatandaşların mağduriyet yaşadığını kaydeden İnşaatçılar Derneği Başkanı Cemil Gündüz, “Dünya’da Çin’den sonra inşaatta ikinci büyük ekonomiye sahibiz. Ama malesef durum böyleyken, inşaat yapı stoklarımız çok kötü durumda. Biz, dile getirmekten korktuğumuz bu deprem gerçeğini, bir depremde 3-5 gün hatırlayıp, unutuyor ve normal hayatımıza dönüyoruz. Bu gerçeğe birkaç madde ile bakmamız gerekir. Derneğimiz olarak, kentsel olarak Hatay’ımız sınıfta kalmıştır. Bize artık depremsel dönüşüm gerekmektedir.” dedi. Yapılara artık bir mimari proje olarak bakıldığını söyleyen Gündüz, “İnşaatlara müteahhitlerimiz ve satın alıcılar birer mimarı proje gibi bakmaktadırlar. Bu da depremde ne kadar zarar göreceğimizi bize gösteriyor. Yapı denetimler, proje hataları ve benzeri sorumluluklar arttırılmalı ve cezalar yükseltilmelidir. Belediyelerdeki imar değişiklikleri, rant kavgaları bir an önce bitirilmeli ve imar tek kişiye bırakılmamalıdır” ifadelerine yer verdi.

ÇİNÇİN; “İMAR PLANI İHMAL EDİLMEMELİ”

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, “Şimdi muhakkak göçük altında kalmış vatandaşlarımızın, tekrar hayata ilave edilmesi, kahramanca bir şeydir. Gelişmiş ülkelerde kimse göçün altında kalmıyorsa, bu ülkenin hedefi de sıfır vatandaşın göçük altında kalmaması olmalıdır. Günümüzde göçük altında kimse kalmamalıdır. İnşaatların deprem kuşağına uygun yaratılması önemli ama sosyal donatı alanlarını ihmal edersek, imar planlarını ihmal edersek her depremde olduğu gibi bundan sonraki depremde de bedeller öderiz. Biz bunu engellemek için bütün belediyelere temsilciler gönderdik.” şeklinde konuştu.

TÜYSÜZ, “DEPREM NEREDE OLDUYSA ORADA YİNE OLACAK”

Panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremin nasıl oluştuğunu anlattı. Kıtaların oluştuğu tarihten itibaren meydana gelen değişiklikleri animasyonlarla gösteren Tüysüz, fay hatlarının oluşumundan ve deprem tiplerine kadar birçok konuya değindi.Antakya’daki en zayıf zemin alanlarının yerleşim bölgelerinin en yoğun bölgeler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tüysüz, “Amik Ovası 3 büyük önemli fayın birbiriyle kesiştiği noktada yer alıyor. Bu tür durumlar genellikle deprem açısından tehlikeli bölge olarak geçer. Tarihsel depremlere baktığımızda M.Ö 148’den bugüne kadar Antakya’da 1 Milyon 275 bin can kaybı yaşanmış. Antakya’da büyük ve önemli depremlerin yaşandığı ortada olmasına rağmen, geleceği belirleyemiyoruz. Çünkü yoğun tarımsal faaliyet var, eski deprem izleri neredeyse silinmiş durumda. Samandağ kıyıları yılda 1 -1,6 mm olarak yükseliyor. Bir daha ne zaman deprem oluru söylemek zor ama mümkün. Fayların üzerinde yoğun bir hendek çalışması yaparak deprem hangi fayı kırdı bunu görebiliriz.” açıklamalarında bulundu.Dünya’nın içinden gelen hareketlerin bölgeyi önce yamuklaştırdığını oluşan baskının sürekliliğiyle bölgenin kırılarak depremin meydana geldiğini kaydeden Tüysüz, “Geçmişte bir yerde deprem olmuşsa orada gelecekte yine deprem olacak demektir. Deprem olağan bir olaydır. Önemli olan mevcut senaryolar ışığında depreme hazır olmaktır.” açıklamalarında bulundu. Haber Merkezi