Sağlıkta şiddet tahammül edilemez hale gelmiştir
Hatay Tabip Odası
Hatay Tabip Odası’nın Sağlıkta şiddet yasasını talep etmek için başlatmış olduğu 6 günlük nöbet uygulaması-nın son gününde basın açıklaması yapıldı. Antakya Atatürk parkında gerçek-leşen basın açıklamasına Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, Oda başkanları, Sendika başkanları, bazı siyasi parti temsilcileri ile doktorlar katıldı.
HAKSÖZ: YURDUMUZDA GÜNDE ORTALAMA 30 SAĞLIKTA ŞİDDET VAKASI YAŞANMAKTADIR
Basın açıklamasını okuyan Hatay Tabip Odası Başkanı Cengiz Haksöz, “Biz hekimler hastalığı tedavi etmeden önce tanıyı doğru koymaya çalışırız. Yurdumuzda günde ortalama 30 sağlıkta şiddet vakası yaşanmaktadır. Sağlık istatistiklerinde hasta memnuniyetinin bu kadar yüksek bulunurken bunu nasıl değerlendirmeliyiz?
Demek ki bir yerlerde bir problem var. Öncelikle bu problemi doğru olarak tanımamız gerekir. Aslında bunu yapmak çok ta zor değil. Türkiye de yaşanan sağlıkta şiddet olaylarını tek tek incelersek bir sonucu varabilir” dedi.
Bu olaylar 2008 yılında Porf. Dr. Göksel Kalaycı’nın katledilmesiyle başladığını hatırlatan Haksöz “2012’de Dr. Ersin Aslan Gaziantep’te katledildi. Sebebi vefat eden hastasının ölüm bildirimini yapmamasını isteyen torunun bu imkânsız isteğini red edilmesiydi. Çünkü bildirimi yapılmasa rahmetlinin maaşını almaya devam edeceğini düşünüyordu. Sonra Samsun da Dr. Kamil Furtun hastane içine sokulan bir silahla katedildi.2012’de Dr. Melike Erdem olağanüstü çaba ile hizmet ettiği hastasının Sabim ‘e şikâyetini kendine yediremedi 6. Kattan atlayarak yaşamına son erdi. 2015’te Dr. Aynur Dağdemir eşinden ayrılan sekreterini eşinin bıçak darbelerinden korumak isterken yaşamını yitirdi. 15 gün öncede Dr. Fikret Hacıosman psikiyatri hastasının hastaneye sokabildiği silahla katledildi. Daha pek çok örnek var bunlar en çarpıcı olanları” dedi.
TTB’NİN ÖNERDİĞİ SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI ACİLE YASALAŞSIN
Dikkat edilirse tüm vakalar bazı şeyleri işaret ettiğine dikkat çeken Haksöz, “Hastalar hekimlerden usulsüz işlem yapmasını talep etmektedir. Taleplerini yerine gelmeyince şiddete başvurabilmektedirler. Sağlık kuruluşlarına her türlü silah rahatlıkla sokulabilmektedir. Hekimlerde iş yoğunluğu nedeniyle tükenmişlik sendromu gelişmektedir. Hastalar ekonomik zorluklar, işsizlik vb. gibi nedenlerle sabırsız gergin ve hoşgörüsüz olabilmektedir. Hatta bu ruh hali zaman zaman cinnet derecesine gelebilmektedir. Her gün yazılı ve görsel medyada kadına ve çocuğa şiddet haberlerini üzülerek izliyoruz. Evde bulunan silahla birbirini vuran, düğünlerde açtıkları ateş sonucu ölüm olayları da yaşanabiliyor.
Beyaz kod gibi uygulamalar yetersiz olup, sağlıkta şiddet uygulayanlara verilen cezalar caydırıcılıktan uzak. Tüm bunların yansıması Sağlıkta Şiddet olarak ortaya çıkmakta. Oysa uygulanan sağlık politikalarının planlayıcısı hekimler veya sağlık çalışanları değil. TTB 2014 yılında titiz bir çalışmaya sağlıkta şiddet yasa tasarısı hazırladı. Bu tarihten beri defalarca meclisten geçirilmesi için çaba sarf edildi.
En son geçen hafta TTB merkez konseyi TBMM de grubu bulunan partilerle bu konuda görüşme yaptı. Ancak Sağlık Bakanı ve Meclis başkanından istenen randevu henüz alınamadı. Geldiğimiz noktada gittikçe artan sağlıkta şiddet tahammül edilemezi hale gelmiştir. TTB bu konuya dikkat çekmek amacıyla tüm Türkiye’de bir haftalık nöbet eylem planlamıştır. Bizde bugün son nöbetimizi tutmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu vesile ile Sağlık Bakanlığı yetkililerden taleplerimizi bir kez daha yinelemek isteriz.
Sağlığı alınır satılır meta haline getiren sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilip tedavi edici değil daha ucuz olan koruyucu hekimliği önleyen sağlık politikasına geçilsin. Performans sitemi kaldırılsın. Bireysel silahlanma bir an önce kontrol altına alınsın. Sağlık kuruluşlarının girişlerine silah sokulmasını engelleyen tertibat bulunsun. TTB’nin önerdiği sağlıkta şiddet yasası acile yasalaşsın. Sağlık sistemindeki aksaklıkların sorumlu hekimler değildir” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi