TÜRKİYE’NİN EN KÖTÜ HAVASI ANTAKYA’DA
Hatay’da kurulan beton santralleri, taş ocağı ve madencilik faaliyetlerinin iptali için açılan dava görüldü. Mahkemede 2020 yılında alınan Mahalli İdare Kurulu’nun kararının korunması talep edildi.
Dava sonrası açıklama yapıldı. Kurulan beton santralleri, taş ocağı ve madencilik faaliyetlerinin iptali için açılan davası duruşması Hatay 4’üncü İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada kararın bir ay içinde tebliğ edileceği açıklandı. Duruşmaya avukatların yanı sıra yaşam alanlarında beton santrali istemeyen vatandaşlar da katıldı. Duruşmada konuşan Avukat Fevzi Özlüer, kentin her yerine kurulan beton santrallerine tek gerekçe olarak konut ihtiyacının gösterildiğini, fakat Hatay halkının tarım, hava, su, toprak ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının da en az barınma hakkı kadar önemli olduğuna vurgu yaptı. Mahkemede konuşan Avukat Erol Çiçek ise biyoçeşitlilik kaybı, kimyasal kirlilik, iklim krizi gibi dünyayı bekleyen üç tehlike olduğunu belirterek, beton santralleri, çimento fabrikası, taş ocakları kimyasal atıkların çevreye vereceği zarara dikkat çekti. Avukat Ecevit Alkan, Hatay’da birçok çevre davası olduğunu, bu davalara dair bilirkişi raporları çıktığında, avukatların sözle anlattığının bilimsel karşılığının görüleceğine dikkat çekti. İdarenin hiçbir hukuk kuralına uymadığını söyleyen Alkan, işlemin iptalini istedi.
MERALARIN HEPSİ TAŞ OCAĞINA ÇEVRİLDİ
Antakya Çevre Derneği Başkanı Nilgün Karasu, Hatay’da ÇED sürecinin kaldırılmasıyla çok hızlı beton santrallerinin kurulduğuna dikkat çekti. Karasu, “Meraların hepsi taş ocağına verildi. Okulların dibine dahi beton santrali yapıldı. Tozdan dolayı zeytin mahsulü yarıya düştü. Türkiye’nin en kötü havası Antakya’da. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediğinden 10-15 kat daha kötü durumda” dedi. Bir ay içinde kararın tebliğ edileceği açıklanmasıyla duruşma sona erdi.
2020 KARARI KORUNMASI TALEBİ
Duruşma sonrasında yapılan basın açıklamasında konuşan Fevzi Özlüer ise, Hatay ilinde 2020 yılında alınan Mahalli İdare Kurulu’nun Hatay’da gerçekleştirilecek tüm faaliyetlerle ilgili ÇED başvuru dosyasının hazırlanması ve çevresel olarak izlemesi kararının 2023 yılında kaldırıldığını hatırlattı. Özlüer, “Mahkemenin 2020 yılındaki kararı koruması yönünde karar vermesini talep ettik. Bu Antakya’da gerçekleştirilen deprem sonrası sürecin afet yönetimi için oldukça önemli bir dava. Çünkü şehirde su kaynakları, hava kalitesi ve toprağın deprem sonrası da korunması gerekiyor. Umarım bu yönde karar verilecek” dedi.