TÜRKİYE ERKEN SEÇİME GEBE

Türkiye ekonomisi bir yıldır, bütün dünyayı saran salgın sureci sürecinde  (İki adım ileri bir adım geri) taktiği ile ayakta tutulmaya çalışılıyor. Enflasyondaki yükseliş ve döviz kurundaki hızlı yükseliş bana göre Türkiye ekonomisini zaman zaman rayından çıkaran bir duruma sürüklüyor. Birde buna salgın sürecinden kaynaklanan işsizlik ve küçük esnafın içine düştüğü sıkıntıları eklerseniz ekonominin nasıl ciddi bir çıkmaza girdiğini görürsünüz.

     Ama öyle tahmin ediyorum ki mevcut siyasi iktidar her ne kadar kendi içinde çalkantılar yaşasa da, gemiyi karaya oturtmadan yüzdürme başarısını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde açıklanan ve yarın uygulanmasına başlanacak olan üçyüz bin’e yakın esnafa verilecek 3-5 bin TL arasındaki hibe desteği muhalefet partilerinin söyledikleri gibi küçümsenecek bir destek değildir. Salgın sürecinden bugüne kadar esnafa yapılan en büyük hibe desteği, ister istemez erken seçim tartışmalarını daha da alevlendirdi.

     Millet ittifakında yer alan siyasi partilerin Türkiye’yi erken seçime götürme özlemlerini gayet iyi anlıyoruz. Ama bugüne kadarki erken seçim taleplerini (Yenilgiye doymayan pehlivan misali) gibi algılamak gerekiyor. Dolayısı ile muhalefet partilerin erken seçim taleplerini (Aç tavuğun ambardaki buğdaya) göz dikmesi gibi değerlendirmek gerekiyor.

     Yukarıda özetlemeye çalıştığımız Türkiye fotoğrafına, birde emperyal güçlerin ve bunlara bağlı olarak PKK – FETO gibi terörist örgütlerin Türkiye ye yönelik, siyasi ve ekonomik çökertme çabalarını eklerseniz, ülkenin bu salgın sürecinden ve ekonomik ablukadan nasıl başarıyla çıkmaya çalıştığını daha net görebilirsiniz.

BU ÜLKEYE ERKEN SEÇİM GEREKİYOR MU ?

    Bu ülkeye erken seçim gerekiyor mu sorusuna verilecek en akılcı yanıt evet gerekiyor, ama salgın süreci içerisinde olması mümkün görünmüyor. Çünkü o tarihlere kadar yapılacak aşılardan dolayı bu salgının alevinin söneceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla Türkiye 2022 yılının ilk baharında bir erken seçime gidebilir.

Zaten Cumhur ittifakını oluşturan AK Parti ve MHP’nin hazırladıkları anayasa taslaklarının satır aralarında 2022 ’nin  ilk baharında bir erken seçimin hedeflendiğini görmek mümkün.

     Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin işleyişini kolaylaştıracak yasalar TBMM’den çıkarılmadığı için, toplumun ekseriyeti Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ve uygulamalarını algılamakta güçlük çektiğine inanıyoruz. İşte bu yüzden (Birbirine benzemez Millet ittifakını oluşturan partiler her geçen gün daha bir hiddetle, güçlendirilmiş Parlamenter sisteme dönüş ) vurgusu yapıyorlar. Dolayısıyla bu vurgu toplumun önemli bir kesiminde karşılık buluyor ama bu sisteme dönüşün hukuki ve yasal yolları konusunda hiçbir muhalefet parti sözcüsü, teknik anlamda bir yol öneremiyor.

     Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden Parlamenter sisteme geri dönüş sağlanması için ya bir REFERANDUM, yada TBMM’de Anayasayı değiştirecek ciddi bir çoğunluğun kabul etmesi gerekiyor. Buradan anlıyoruz ki Millet ittifakının savunduğu Parlamenter sisteme geçiş süreci hiçte kolay olmadığı gibi adeta (Deveye hendek atlatmakla) eş anlamlıdır.

     Erken yada zamanında yapılacak bir seçim için Cumhur ittifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan olduğu çok iyi biliyoruz. Ama Millet ittifakını oluşturan siyasi partilerin (Hangi gemi kaptanı üzerinde görüş birliğine varacaklarını) kimse tahmin edemiyor. Zaten Millet ittifakını oluşturan siyasi partilerin liderleri de, ortak bir gemi kaptanı bulmakta zorlandıklarını da  görürüyoruz.

     Atmış milyona yakın Türkiye seçmenini ekonomik çıkarları uğruna, maniple etmeye çalışan araştırma şirketlerinin Cumhurbaşkanlığı seçim anketlerine bakarsanız, bu araştırmaların ne kadar ticari kaygılarla ve siyasi hedeflerle yapıldığını çok açık görürsünüz.

    Hangi araştırma şirketi ne derse desin, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki temel anahtarı var. Biri HDP’nin takınacağı tutum, bir diğeri de Muharrem İncenin kurduğu Memleket Partisinin bu önümüzdeki seçimde alacağı tavır. Bu iki siyasi partinin tutumunu öngörmeyen hiçbir araştırma şirketinin ilan ettiği oy oranlarına inanmamak gerekiyor. Ferit LİF