HATAY MEMUR-SEN VEFA BULUŞMASINA KATILDI

HATAY MEMUR-SEN VEFA BULUŞMASINA KATILDI

Memur-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar ve beraberindeki heyet, Ankara’da gerçekleşen Memur-Sen 30. Vefa Buluşması’na katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onur konuğu olarak katıldığı programda Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bakanlar ve 81 ilden gelen Memur-Sen üyeleri katıldı.

BAYRAKDAR: TOPLANTIMIZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN

Gerçekleşen buluşmayla ilgili açıklama yapan Bayrakdar; “Memur-Sen 30. vefa buluşmasına Hatay Memur-Sen olarak katılım gösterdik. Memur Sen 30. yıl Vefa buluşması Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile Ankara Ticaret Odası Kongre merkezinde gerçekleştirildi. Hatay Memur Sen İl Temsilciliği heyeti olarak programa katılım gösterdik. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI

ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması’nda önemli açıklamalarda bulundu. “İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz” diyen Erdoğan, “İran’ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de açıkça ortaya koyuyoruz” dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:Üreten Türkiye’nin geleceği için emek sarf eden Memur Sen’li kardeşlerime selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum. 30. yıl vefa buluşmasında sizlerle olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.

30 yılı geride bırakan Memur Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu çatı altında görev alan tüm kardeşlerimi canı gönülden kutluyorum. Bugün aramızda olmayan tüm kardeşlerime, geçen ay hayatını kaybeden Zübeyir Yetik beye rahmet diliyorum. Sendika kurucumuz Akif İnan’ı hasretle yad ediyorum. Mazlum ve mağdur coğrafyaların hüznünü kalbinde yara olarak taşıyan Akif İnan’a Allah’tan rahmet diliyorum. Emanetin ehil ellerde olduğunu, ekilen tohumların filizlendiğini görüyoruz. İdeolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, ilkeli sorumlu ve çözüm odaklı tutum benimseyen; milletimizin ve demokrasinin savunuculuğunu üstlenen, milli iradenin yanında saf tutan Memur Sen başarı hanesini her gün yeni yıldızlarla süslüyor. Kibirli vesayet odaklarının bin yıl sürecek dediği 28 Şubat’tan 27 Nisan’a, başörtüsü yasaklarından, partimize kapatma davasına, Gezi kalkışmasından 17-25 Aralık emniyet yargı kumpaslarına, istikbalimizi hedef alan saldırılarda Memur Sen milletimizin ve demokrasimizin yanında saf tutmuştur. 6 Şubat’ta, orman yangınlarında, sel felaketlerinde Memur sen hep sahadaydı. Yurt dışında da milletimizi başarı ile temsil ettiniz. Akif İnan ağabeyin mirasına sahip çıktınız. Mitinglerde imza kampanyaları ile, projelerle, yardım faaliyetlerle mazlumların haykıran sesi oldunuz. Bunun dışında Memur Sen asli vazifesini de yerine getirmiştir. Memur Sen uluslararası sendikacılık faaliyetlerde de önemli ivme yakalamıştır.

Akif İnan ağabeyin ülkemiz dünyayı kardeş görendir, gökleri insanın ortak tarlası diyerek rotasını çizdiği memur sen hamuru ahlakla vicdanla yoğrulmuş bir dava hareketidir. Her birinizi gayretleriniz için tebrik ediyorum. Prensiplerinizi ve değerlerinizi koruyarak, yola devam edeceğinize yürekten inanıyorum. Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, daha müreffeh ülkede yaşamamız için aşkla şevkle aralıksız çalışıyoruz. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteği ile sayısız engelleri aştık. Gerek anayasa, kanun mevzuat düzeyindeki düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtık. Bizim iktidarımızla milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden, halkına hizmet eden anlayış ile tanıştı. Devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru cumhuriyet ile buluşturduk, devleti millet ile kucaklaştırdık. Memur sen gibi sendikalarımızla kamu görevlilerimizin önemli taleplerini hayata geçirdik. Demokratik haklar konusunda son derece atılımlar gerçekleştirdik.

Çalışanlarımızın lehine adımlar attık. 2010 Anayasa reformu ile toplu sözleşme hakkı getirdik.

Sizin de iyi bildiğiniz gibi ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Kamu görevlilerimiz inançlarını yaşamak için fişleniyordu. İrticacı, gerici, yobaz denilerek tahkir ediliyordu. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, selamünaleyküm diyenler hor görüldü, psikolojik baskıya uğradı. Kamuda ideolojik kast sistemi bunun konuşulmasını asla istemediler. Kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete bidon kafalı, göbeğini taşıyan adam dediler. Bunların hepsini sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar sizlerle birlikte yaşadık. Milletlin iradesine, demokrasimize vurulan zincirleri siz Memur Sen’li kardeşlerimiz ile parçaladık. Azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, parmak salladığı o karanlık günler geride kaldı. Hac için kamu çalışanlarına ücretsiz izin tanıdık. Başörtüsüne yönelik yasakçı uygulamalara son verdik. Bugün kadınlar hiçbir kısıtlama olmadan kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyor. Milletin oyları ile Melis’e başörtüsü ile girdiği için hanım kardeşlerimize had bildirildiği o karanlık günlerden başörtülü hakimlerin, valilerin, büyükelçilerin, bakanların olduğu günlere geldik. Hedefimiz bunları güvenceye almaktır. Bizden sonrakiler bunları yaşamaması için kimsenin ötekileştirmediği iklimi tesis ve tahkim etmek durumundayız. Yasaklarla mücadelenin yanı sıra özlük haklarında da önemli adımlar attık. Asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdik. Ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdik. Ana muhalefetin iptal ettirdiği toplu ikramiyelerin tüm kamu çalışanlarımıza ödenmesini sağladık. Kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdık. Göreve geldiğimizde kamuda sendikalaşma yüzde 47,94’ken 2024’te 75.10’a çıktı. 2025 yılı ocak ayı zamları ile en düşük memur maaşını 43 bin liraya ulaştırdık. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme var. 8. dönem kamu toplu sözleşme görüşmeleri Ağustos ayında başlayacak. Bu görüşmelerde sendika taleplerini can kulağı ile dinleyeceğiz. Kamu çalışanları refahını dengeleyecek yol haritası çizmeye özen göstereceğiz. 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, reformlar ortadadır. Türk ekonomimiz büyüdükçe katma değerin toplumun tüm kesimlerine adaletli şekilde yayılmasını sağladık.

Türkiye olarak bir yandan 100 milyar doları aşan depremin yaralarını sarmak için çalışıyoruz. Bir yandan da ülkemizin suhuleti için çalışıyoruz. 7 Ekim’den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefeti Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Bölgemizin egemenliğine yönelik saldırıları asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de ortaya koyuyoruz. Yarın Lahey’e gidiyoruz. Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olduk. Ülkemizi dalga boyu fırtınalı sulardan sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz. günü birlik politikalarla değil dağın arkasındaki tehlikeleri görerek hareket ediyoruz. 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için onu yaptık ve yapacağız. Muhalefet üç beş yankesiciyi korumak için milletin ekmeği ile oynuyor. Bölgemiz ateş çemberi ile sarılı iken yeni boykot listesi açıklaması gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir. Ülkesini seven kimse bu derece şuursuz hareket edemez. Kimseyi işten çıkarmayacağız dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi kapı önüne koydular. Kamuda çalışan 600 bin işçimizin toplu sözleşme süreci devam ediyor. Onların kahir ekseriyeti taşerondan kadroya aldığımız işçilerden oluşuyor. Çeşitli mağduriyete yol açan koruyucu giyim donanım konusunda yaşanan sorunu da çözüyoruz. Geçen hafta bununla ilgili kanun teklifi meclise sunuldu.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.