SUİSTİMAL (iSTİSMAR)
Toplum yaşamında insanları olumsuz etkileyen sözcüklerden biri de şüphesiz”istismar, suistimal”dir.Maalesef günümüzde istismara maruz kalmayan hiçbir konu yoktur, en çok karşılaştığımız istismar konuları ,başta din,Atatürk, iyi niyet, görev, yetki ,yöneticilere güven, vb.İnsanları en fazla etkileyen, travmalara neden olan da din istismarıdır. Din insanların kutsal saydığı ve en hassas ve yüce değer olduğu için, dini şahsi, siyasi, kişisel çıkar uğruna alet ve istismar edenlere hemen hemen her zaman rastlamanız mümkündür.İşte örneği Müslümanmış gibi görünüp, gayrımüslimlere hizmet eden, dinler arası diyalog diyerek hak din İslamı, hak olmayan dinlerle bir tutan,medeniyetler buluşması derken vahşi, kokuşmuş emperyalistlerin medeniyet anlayışını Türk İslam medeniyetiyle bir tutan Türk milletine düşman olan ABD uşağı ve yerli işbirlikçileri,dini kullanarak rant elde eden soysuz Fetö ve türevleri.
Biz insanlar dinin istismar edilmemesi için dini, kaynağından ve bilge kişilerden öğrenmeliyiz. Çünkü insanların birbirine olan inancı, güveni; din gibi ilahi bir kavramın, milli ve manevi değerlerin suistimal edilmesiyle azalmıştır.
İstismar konusunda, dinin yanı sıra Atatürk de istismara, suistimale konu edinilmiştir. Kimileri milletin inancına, mukaddesatına saldırmayı Atatürkçülük olarak lanse etmeye çalışarak din düşmanlığına soyunmuş.Oysa
Mustafa Kemal Atatürk dini terbiye almış son derece İslam dinine saygılı ve İslama önem veren bir devlet adamıydı.İstismar edenlere engel olmak için Atatürk hakkındaki bilgiler güvenilir, sağlam kaynaklardan öğrenilmelidir. Suistimallere, istismarlara fırsat vermemek ve bu kavramları ortadan kaldırmak için, insanlarımız seçici olmalı, kişilerin sözlerinden, anlatımlarından çok icraatlarına bakmalıdır.
Ziya paşa; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz . Şahsın görünür rütbe-i aklın eserinde” sözünü boşuna söylememiştir.Yüce dinimiz İslam hiç kimsenin siyasi ve rantsal konularına alet edilmeyecek kadar kutsaldır.Millet olarak dinin istismar malzemesi olarak kullanılmasına müsaade etmemeliyiz. Mustafa ÖĞÜT