YAYMAN: ”TERÖRSÜZ TÜRKİYE, GÜNDELİK SİYASETİN KONUSU DEĞİL BEKA MESELESİDİR”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, 1999 yılında terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesiyle aynı dönemde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişi arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, “Yani bir terör örgütünün kullanım süresi dolduğunda, başka bir örgüt devreye sokulmuş oldu.
O süreçte Türkiye, bir terörist başını alırken, başka birini vermiş oldu. Üstelik Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da o yıl cezaevine gönderildi. Bu tablo bize, dış güçlerin Türkiye üzerindeki operasyonel senaryolarını açık biçimde göstermektedir.” dedi.
Yayman, Ekol TV’de Gürkan Zengin’in sunduğu “Editör” programında terörle mücadele, erken seçim, çözüm süreci, AK Parti’nin dönüşümü ve yeni anayasa tartışmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti’nin hafta sonu düzenlediği 32. Değerlendirme ve İstişare Toplantısı’na ilişkin bilgi veren Yayman, toplantıların interaktif geçtiğini, milletvekillerinin doğrudan bakanlarla görüştüğünü ve tüm eleştirilerini açıkça dile getirdiklerini belirtti. “AK Parti gerçekten iktidardaki muhalefettir” diyen Yayman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı oturumda milletvekillerinin doğrudan sorularını yönelttiğini aktardı.
“AK PARTİ’NİN BAŞARISI, KENDİSİYLE YARIŞMASINDAN GELİYOR”
AK Parti’nin 23 yıllık iktidar süreciyle ilgili değerlendirmede bulunan Yayman, “AK Parti’nin tek rakibi yine AK Parti’dir” ifadelerini kullandı. Partinin sürekli yenilenme içinde olduğunu vurgulayan Yayman, “Kurulduğu günden bugüne siyasetin paradigmasını değiştiren, sessiz devrimler gerçekleştiren bir hareketten söz ediyoruz” dedi.
CHP lideri Özgür Özel’in son açıklamalarına da değinen Yayman, “Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin oyuyla tek başına iktidara hiç gelememiştir. Bu, halktan kopuk siyaset anlayışının sonucudur” ifadesini kullandı. CHP’ye “yerli ve milli muhalefet” olma çağrısında bulunan Yayman, muhalefet içindeki iktidar kavgalarının Türkiye’nin meselelerini ikinci plana ittiğini savundu.
“CHP, MUHALEFET DEĞİL; KENDİ İÇ İKTİDAR MÜCADELESİNİN PARÇASI”
Hüseyin Yayman, canlı yayında CHP’ye yönelik dikkat çekici eleştirilerde bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 75 yıllık çok partili siyasi tarihte tek başına iktidara gelememesini “tarihsel bir başarısızlık” olarak değerlendiren Yayman, “CHP, toplumsal gerçeklikle bağını kuramamış bir siyasi yapıdır” dedi.
“1950’den bu yana çok partili hayata geçtiğimiz 75 yılda, Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin oylarıyla bir kez bile tek başına iktidara gelememiştir. Bunun sebebi sadece sandık değil; CHP’nin tarih ve milletle kurduğu sorunlu ilişkidir. Bu parti, milletin değerleriyle kavgalıdır” ifadelerini kullanan Yayman, CHP’nin muhalefet rolünü layıkıyla yerine getiremediğini ve iktidara alternatif üretmek yerine parti içi iktidar mücadeleleriyle vakit kaybettiğini söyledi.
CHP’nin bugünkü lideri Özgür Özel’e kişisel saygı duyduğunu ifade eden Yayman, “Kendisiyle parlamentoda çalıştık, saygılı bir diyaloğumuz oldu. Ama mesele şahsi değil, yapısal bir meseledir. CHP’nin temel sorunu, gündelik polemiklere sıkışmış olması ve devletin bekası gibi konularda ortak zeminde buluşamamasıdır” diye konuştu.
Yayman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği “keşke yerli ve milli bir muhalefet olsaydı” temennisini hatırlatarak, “Biz AK Parti olarak güçlü muhalefetten asla rahatsız olmayız. Aksine, muhalefetin nitelikli ve sorumlu olması ülkenin lehinedir. Ancak mevcut tabloda CHP’nin varlığı bizi iktidarda tutan bir unsura dönüşmüştür ve bu bizi mutlu etmiyor” dedi.
CHP’nin çözüm sürecine olan yaklaşımına da değinen Yayman, “Kürt meselesi üzerine en çok rapor yazan, öneri sunan, tarihsel hafızayı taşıyan partilerden biri CHP’dir. Buna rağmen çözüm süreci gibi milli bir meselede bekle-gör politikası izlemeleri hem kendi miraslarına hem de ülkeye zarar veriyor. CHP’nin bu meselede daha aktif ve samimi bir rol üstlenmesi gerekir” çağrısında bulundu.
“1999’DA BİR DENKLEM KURULDU: ÖCALAN VERİLDİ, FETÖ ALINDI”
Çözüm sürecine ilişkin geçmişte yaşanan deneyimleri değerlendiren Yayman, sürecin bu kez neden farklı bir zeminde ilerlediğini anlatırken çarpıcı bir tarihsel analizde bulundu. 1999 yılında terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesiyle aynı dönemde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişi arasındaki ilişkiye dikkat çeken Yayman, şunları kaydetti:
“15 Şubat 1999’da Abdullah Öcalan, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edildi. Birkaç ay sonrasında Fetullah Gülen Amerika’ya gitti. Yani bir terör örgütünün kullanım süresi dolduğunda, başka bir örgüt devreye sokulmuş oldu. O süreçte Türkiye, bir terörist başını alırken, başka birini vermiş oldu.
Üstelik Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da o yıl cezaevine gönderildi. Bu tablo bize, dış güçlerin Türkiye üzerindeki operasyonel senaryolarını açık biçimde göstermektedir.