84’ÜN PLAKÇISI
1984 yıllarında kentin kalbi durumunda olan Atatürk caddesinde 8 metre karelik iş yerinde yüzlerce kişiye plak satışını sunan, maviş müzik işletme sahibi Çetin Cemali
1984 yıllarında kentin kalbi durumunda olan Atatürk caddesinde 8 metre karelik iş yerinde yüzlerce kişiye plak satışını sunan, maviş müzik işletme sahibi Çetin Cemali,önceleri babasının yanında inşaatta su tesisatçısı olarak çalışmaktaydı. Fakat gözü hep müzik sektöründeydi. O yıllarda meşhur Stüdyo Mursal, Stüdyo Kalçın ve Stüdyo Mazman plak gibi kentte ismi duyulan stüdyoları örnek alarak ben,bu işi hakkı ile yapabilirim diyen Cemali,babasından almış olduğu son haftalık ile ve kendisini seven büyüklerinden almış olduğu maddi yardım ile kendine küçükte olsa 8 metre karelik işyerini Atatürk caddesinde açtı.
Gün geçtikçe işinde rağbet gören,tutulan ve işin ehli olan,Maviş müzik sahibi Çetin Cemali gazetemiz muhabirine şu açıklamalarda bulundu‘’ Müzik bir aşktır sloganı ile yola çıkıp kentin gözde stüdyosu haline gelebilmek için gecemi gündüzüme katarak azim ile, hırs ile çalışmalarıma aralıksız devam ettim. O yıllarda kartüş kasetten ve makara bantlı kasetlerden başladım. Daha sonraki yıllarda teyp kaseti çıktı. İnsanlar plaktan kasete geçerken çok mutlu oldu. Kaset almak için veya kaset kaydı yaptırabilmek için haftalarca bekleyenlerin olduğunu bilirim.90 yılların başlangıcında müzik piyasasına yön verebilmek için önceleri elde etmiş olduğum başarıları Hatay halkına lanse edebilmek için önce Adana’dan bir toptancı firma ile bağlantı kurarak Hatay’da toptancılık işine girdim. Bunu belirli bir süre devam ettirdikten sonra işimi daha da profesyonel bir hale getirmek için Adana artık beni sarmaz oldu’’dedi. SINIRLARI ZORLAMAM GEREKİYORDU
Sınırlarımı zorlamam gerekiyordu diyen Cemali şu açıklamalar ile devam etti ‘’İlk aklıma gelen şehir olan İstanbul oldu. İstanbul’da Un Kapanına ilk gittiğim zaman müzik piyasasının ne kadar yaygın olduğunu ve profesyonel olduğunu gördüm. O yıllarda Yavuz Asöcal gibi Türkiye’nin duayeni olan Zeki Müren, Emel Sayın ve Muazzez Abacı gibi birçok usta sanatçılara plak ve kaset çıkaran Yavuz Asöcal’a Hatay’dan geldiğimi ve bu işi severek yaptığımı ifade ettim.Merhum Asöcal’da Antakya Harbiye’yi,meşhur Antakya yemek ve mezelerini çok iyi bildiğini ve beni samimi gördüğünden bana yardımcı olacağını söyledi. Aslında benim bu işe hevesimi görünce Asöcalan’ın gençliği aklına gelerek bu işe nasıl ve nereden başladığını anlattı. Bana kendisinin tecrübeleri ve referansı ile nasıl başarı elde edeceğime dair bilgilendirmelerde bulundu. Bana samimiyetini ilk önce,tanıdığı diğer firmalarından kaset ve plak almama kefil olarak bana büyük yardımda bulundu. Yaklaşık olarak bu iş 4-5 seneye yakın sürdü. Daha sonraları bunlar ile yetinmeyerek Maviş müzik’i İstanbul Un Kapanı plakçılar çarşısına taşıdım. Anadolu’dan gelip İstanbul gibi büyük bir şehirde iş yeri kiralayarak kaset ve plak satışına başladım.Şimdinin ses sanatçısı olan Bülent Sertaş Un Kapanında çaycılık yapıyordu.Çay servisinde bulunduğu sıralarda,o yılların şarkılarını mırıldanırdı ve benimde İbrahim Tatlıses’ten ne eksiğim var diyerek sitem ettiğini şimdi ki gibi hatırlıyorum. Daha sonrasında Un Kapanında birçok ünlü sanatçıya plak ve kaset yapımcısı olan Şahin Özer,Bülent Sertaşı keşfetti. O yıllar hiç aklımdan çıkmadı. Orada edinmiş olduğum tecrübeleri gelip doğup büyüdüğüm güzelim kentimize ve Akdeniz bölgesine sunmaya başladım. Kentimizin önemli noktalarında şubeler açtım’’dedi.YILDIZIM O YILLARDA ÇOK İYİ PARLIYORDU
Yıldızım o yıllarda çok iyi parlıyordu diyerek konuşmasına devam eden Cemali’’ Şehir dışından bir çok firma bana iş teklifinde bulunuyordu ve hatta bayilik vereceklerini söylediler. Ama ben birden fazla araç alarak Konya’dan başlayarak kentimize bir köprü kurdum. Kentimizin tüm ilçelerine kaset ve plak toptancılığına başladım. Bu uzun yıllar devam etti.Hayal edemeyeceğim yerlere kadar gelebildim. Ama milenyum yılı olarak bilinen 2000’li yıllarda ise önceleri,sandık gibi tarif edilen ama baktığımızda bunun bir bilgisayar olduğunu anladık. Bu sıralarda teknolojide günümüzde boy göstermeye başladı. Teknolojiye gerçekten yetişebilmek neredeyse imkansızdı. Öyle bir gün geldi ki bir kaset için haftalarca bekleyen insanlar günümüz de bir dakika içerisinde telif hakkı ödemeden sanatçıların, bestecilerin hakkı ödenmeden müzikleri ücretsiz bir şekilde temin etmeye başladı. O zaman anladım ki müzik sektörünün tam bir çöküş noktasına girdiğini ve bu işten geçimini sağlayan milyonlarca insanın ben dahil bir sabah uyandığımızda işsiz kaldığımızı hatırlıyorum’’dedi. HABER: M.MUSTAFA ÇAYLI