BU TEKELCİLİĞE BİR SON VERİLMELİ
Afrin Zeytinyağı için konuşan ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, “Türkiye Cumhuriyeti, orada, Tarım Kredi ithalat yapsın diye savaşmadı. Reyhanlı ve Hatay, burada büyük bedel ödedi. Neden benim bölgedeki üreticim, ithalatçım, ihracatçım bundan faydalanmasın? Neden ben, Tarım Kredi Kooperatifi’nden bu malı alıp, ton başına belli bir komisyon ödemekle mükellef olayım?” dedi.
Hatay iç piyasası ve bölge dengeleri açısından sık sık gündeme gelen Afrin Zeytinyağı konusunu dile getiren son isim, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin oldu. Dünya Gazetesi’nden Selçuk Altun’a konuşan Başkan Çinçin, konuyu ‘rekabet’ bağlamında ele aldı ve olması gerekenlere işaret etti.
-DOĞRU DEĞİL!-
Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Çinçin, Afrin zeytinyağının sadece Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla Dahili İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yurda sokulmasının haksız rekabet yarattığını söyledi. Bu imkanın, isteyen herkese sağlanması gerektiğini vurgulayan Çinçin, 3 yıldır uygulanan bu sistemin doğru çalışmadığını ve bölgedeki hem üretici hem de ihracatçının mağdur olduğunu belirtti. Çinçin, Afrin zeytinyağında Tarım Kredi Kooperatifi tekeline son verilmesi ve ticaretin önünün açılması gerektiğini de söyledi.
-REKABETE AYKIRI!-
Çinçin, mevcut uygulamanın bir an önce sonlandırılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Tarım Bakanlığı, yanlış bir tercihle, ithalat yetkisini Tarım Kredi Kooperatifi’ne verdi. Biz, Hatay olarak, bu uygulamanın sonlandırılmasını istiyoruz. Olması gereken adil yöntem; ithalat ve ihracat kapasitesi olan tüm firmalara bu pazarın açılmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, orada Tarım Kredi ithalat yapsın diye savaşmadı. Reyhanlı ve Hatay, burada büyük bedel ödedi. Neden benim bölgedeki üreticim, ithalatçım, ihracatçım bundan faydalanmasın? Neden ben, Tarım Kredi Kooperatifi’nden bu malı alıp, ton başına belli bir komisyon ödemekle mükellef olayım? Bu, rekabet hukukuna aykırı. Bunun artık adil bir çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz. Yeni hasat dönemi yaklaşıyor. Ekim ayına kadar bu tekelciliğe bir son verilmesini talep ediyoruz.”
-3 SENE OLDU!-
Bu uygulamanın 3 yıldır devam ettiğini hatırlatan Hikmet Çinçin, Afrin’den gelen zeytinyağı miktarının sürekli düşüş eğiliminde olduğunu da söyledi. “Çünkü Tarım Kredi eliyle orada bir tekel oluşturulmak isteniyor, ama oluşmuyor. Ekonomik değeri olan her emtia, mutlaka bir çıkış yolu bulur. Nitekim yağ, Afrin dışında, Suriye’nin diğer bölgelerine kaçıyor. Özellikle Lübnan üzerinden dünyaya servis ediliyor” diyen Çinçin, sadece Tarım Kredi Kooperatifi ile değil, ilk başta yapıldığı gibi, isteyen herkese bu imkanın sağlanması halinde, Afrin’de üretilen tüm yağın Türkiye üzerinden dünyaya servis edilebileceğinin altını çizdi.
Çinçin, “Biz, bunu, Tarım Bakanlığı’na ve Ticaret Bakanlığı’na da yazdık. Bu şekilde tekelcilik, ticaretin doğasına ve serbest ticaret kurallarına aykırı” ifadelerini kullandı.
-30 BİN TON-
Suriye, savaş çıkmadan önce, zeytinyağı konusunda Türkiye’nin en önemli rakiplerinden birisiydi. Suriye’nin zeytinyağı konusunda üretim merkezi ise Afrin. Şu anda Türkiye’nin kontrolünde olan bölge, değerli zeytinyağı ile yine gündemde.
Afrin’de, yıllık ortalama 30 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Bu miktar; Hatay, Osmaniye ve Kilis bölgesinde üretilen zeytinyağına eşit. Bölgede üretilen yağlar Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla, DİR kapsamında yurda getirilip, işlenerek yurt dışına satılıyor. Zeytinyağı ihracatı yapan firmalar da Afrin yağı almak için Tarım Kredi Kooperatifleri’ne başvuruyor. İhtiyacı olan yağ miktarı ve çeşidi için bankaya ücretini yatırıyor. Yağı ise teneke ile alma zorunluluğu var. Oradan 17 litrelik tenekelere boşaltılıyor ve dökme olarak satın alan fabrikaya, ihracatçıya gönderiliyor.
-SERBEST BÖLGE-
Bir başka soruna daha dikkat çeken ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, Afrin zeytinyağının kaçak yollarla iç pazara da çıktığını ve bu şekilde yerli üreticiye zarar verdiğini vurguladı. Çinçin, “DİR kapsamında gelen bu yağlar, işlendikten sonra ihraç edilmesi gerekirken, kimlik değiştiriyor ve Afrin yağı olmaktan çıkıp iç piyasaya sürülüyor. Bu konuda zeytinyağı imalatçıları büyük mağduriyet yaşıyor” dedi.
Yurt içi üreticinin korunması için, Zeytin Dalı Sınır Kapısı’nda Zeytin Özel İhtisas Serbest Bölgesi oluşturulması gerektiğinin de altını çizen Çinçin, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu, geçici de olabilir. Bu yağ-ları, dâhilde işleme sokmadan ihraç edelim. Çünkü az bir miktar değil bu. İç piyasa dengelerini de gözet-memiz gerekiyor. Türkiye’de zeytin-yağı üretimi 200-250 bin ton civarın-dayken, sadece Afrin’deki üretim 30 bin tonu buluyor.” Haber: Ferit LİF