ZAMAN BAŞKAN DÖNER’İ HAKLI ÇIKARDI 

Hatay’ın Samandağ ilçesinde bazı şahısların kamu düzenini hedef alan ve toplumsal hassasiyetleri tahrik eden provokatif davranışları, kentte gerilimin yükselmesine neden oldu. 

Olaylar sonrası kamuoyunun dikkatleri, Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanlığı’nın geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamalara çevrildi. İl Başkanı Alihan Döner tarafından 30 Eylül ve 30 Ekim 2024 tarihlerinde yapılan açıklamalarda dile getirilen konuların, bugünkü gelişmelerle birebir örtüşmesi, yapılan uyarıların salt siyasi beyan değil; sahaya dair ciddi bir stratejik farkındalık içerdiğini ortaya koydu.

30 EYLÜL 2024: “SAMANDAĞ’DA GEREKİRSE İLK KURŞUN ATILIR”

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında İsrail’in Hatay’ı Suriye sınırları içerisinde gösteren bir harita paylaşımına sert tepki gösteren Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanlığı, “Hatay müzakere konusu olamaz” diyerek bölgenin stratejik önemine dikkat çekmişti. İl Başkanı Alihan Döner, o açıklamada şu ifadelere yer vermişti: “Dörtyol’da ilk, Antakya’da son kurşunu atan Hatay halkı, bugün de gerekirse Samandağ’da ilk, Hassa’da son kurşunu atacak milli bilince, cesarete ve kudrete sahiptir.” Bugün Samandağ’da yaşanan olaylar, bu cümlelerin sadece bir tarihi gönderme değil, toplumsal gerilimi öngören net bir uyarı olduğunu gösterdi.

30 EKİM 2024: “KONTROLSÜZ GÖÇ VE UYUŞTURUCUYA KARŞI ALARMDAYIZ”

Ülkü Ocakları’nın bir ay sonra yaptığı ikinci açıklama ise, deprem sonrası Hatay’a yönelik kontrolsüz işçi göçü, artan uyuşturucu riski ve toplumsal dokuya yönelen tehditlere odaklanmıştı. Alihan Döner o açıklamada, “Toplumumuzun huzurunu ve güvenliğini tehdit eden unsurlar, yalnızca bireysel değil; aynı zamanda milli güvenlik sorunudur” diyerek hem yetkilileri hem de kamuoyunu uyarmıştı. Aynı açıklamada, Defne ilçesindeki bir kazanın derinlemesine araştırılması gerektiği, şehirde yer alan bazı yapıların terör örgütleriyle sempatizan bağlar taşıyabileceği yönünde hassasiyetler de dile getirilmişti.

BUGÜN YAŞANANLAR: UYARILARIN NE KADAR YERİNDE OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Samandağ’da özellikle dışarıdan gelen ve bölgedeki sembolik hassasiyetleri bilinçli biçimde istismar eden bazı grupların sokaklarda provokatif sembollerle boy göstermesi ve sosyal medya üzerinden yapılan tahrik edici paylaşımlar, bölgede ciddi bir huzursuzluk yaratırken; Ülkü Ocakları’nın aylar öncesinden yaptığı uyarıların yalnızca haklı değil, hayati bir öneme sahip olduğunu gözler önüne serdi. Özellikle hassas bölgelerde, toplumun sinir uçlarına dokunan etnik ve ideolojik semboller üzerinden yürütülen bu tür girişimlerin, sosyal barışı zedelediği ve halkı tahrik ettiği gerçeği, artık görmezden gelinemeyecek kadar açık.

ALİHAN DÖNER NE DEMİŞTİ?

“Hatay, sadece bir coğrafya değildir; binlerce yıllık kültürel ve milli bilincin merkezidir. Bu topraklara dair ucuz hayaller, size pahalıya patlayacaktır.” Bu açıklamalar, bugün yaşananların ışığında sadece bir siyasi söylem değil; millî güvenliğe dair güçlü ve yerinde bir öngörü olarak değerlendiriliyor.

DEVLETİN VE MİLLETİN ORTAK SORUMLULUĞU

Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanlığı’nın uyarıları, bugün gelinen noktada yalnızca dikkat çekici değil; aynı zamanda sorumluluk çağrısı niteliğinde. Hatay halkının, yaşadığı topraklara olan bağlılığı ve vatansever refleksi bugün olduğu gibi yarın da kararlılıkla sürecek. Ancak bu süreçte, devletin tüm kurumlarının kontrolsüz göç, uyuşturucu ve provokatif eylemler karşısında çok daha kararlı, kapsamlı ve tedbirli bir politika izlemesi büyük önem arz ediyor.