AK PARTİ’DE NELER OLUYOR YELOĞLU İLE KONUŞTUK
Ak Partide ilçe kongreleri biter bitmez birileri düğmeye basarak İl Başkanı Yeloğlu aleyhine yayınları başlattı. Başlattı diyorum zira yazılanların nereden kaynaklandığı o kadar açık ki anlamamak mümkün değil. Sadece dedikoduları satırlarına taşıyarak, hiçbir isim ve somut olay göstermeden vurmak çok kolay. Zira sizi ne yalanlayacak bir şahıs olur, ne de savcılığa başvuru yapacak bir süreç olur. Gaye toplumun algılarıyla oynayarak birilerinin önünü açmak, hortumu tıkanmışların tıkaçlarını kaldırabilmek. Mehmet Yeloğlu Hatay Ak Parti Teşkilatlarında görev almış şimdiye kadarki başkanlardan farklı bir profil. Öncelikle gerek TEDAŞ Müdürlüğü zamanında, gerekse de Antakya Belediye Başkanlığı sırasında hiç kimse, hakkında kamu malının emanetine sahip çıkma hususunda bir leke getirememektedir. O konudaki hassasiyetini tüm kamuoyu yakından bilmektedir. Geçici İl Yönetimini de oluştururken mümkün olduğunca devletle iş yapmayan, yani ticari konuda devletle işi olmayan insanları öncelikle tercih ettiğini yakından bilenlerdenim. Bir diğer hasleti ise şantaj gazeteciliğine hiç prim vermemesi oluyor. Sorulduğunda ise iftira edecekler dışında çok şükür her zaman alnım ak, başım diktir. Bu nedenle çamur yapışmaz deyip geçiyor. O nedenle kendisine buralardan saldırı olmuyor. En fazla yaptıkları yönetimi altındakilere saldırmak, iftira etmek oluyor. Saldırırken somut bir şey de yazamıyorlar. Kim bu ihale takipçileri, hangi kanunsuz işler içine girmişler, hangi ihaleleri usulsüz almışlar yazılardan anlamak mümkün değil. Ortaya salla, nasıl olsa inanan birileri çıkar anlayışıyla hareket ediyorlar. Bu arada yanlış anlaşılmasın. Bunu yapanlar bir, iki kişi… Medyada kendilerini ciddiye alan kimse de yok. Tüm bunları Mehmet Yeloğlu ile konuştuk. Nedir, kim ne yapmak istiyor? Yeloğlu sorular karşısında gülümsedi. “Senin de gördüğün gibi İlçe Kongreleri bitip İl Kongresine sıra gelince birileri düğmeye bastı ve sipariş yazılar yazdırmaya başladı. Bunları bana birileri göndermedikçe ben de görmüyorum, okumuyorum, ciddiye de almıyorum. Ama daha komiğini size anlatayım. Bu yazıları her kaleme alan daha sonra çoğu zaman beni arayıp sipariş vereni, yazılar için kendilerini motive edeni bana söylüyor. Ne yazık ki bunlar kendilerini sütre gerisinde tutan bir iki kişi. Ne yapmaya çalıştıkları da herkes tarafından biliniyor. Ben tüm bürokrat arkadaşlarla sohbet ederken özellikle bir konuyu çok sık tekrarlarım. Yanınıza kim gelirse gelsin nüfuz kullanarak sizden haksız hukuksuz bir talepte bulunursa böyle bir talebi yerine getirmeyin ve o talepte bulunan kişiyi lütfen bize bildirin. O açıdan gelir gelmez böyle olayların önünü kesmiş bulunuyorum. Elbette ki insanlar kendi mesleklerini yapacaklar, mesleklerinin gereği pazarlamaları gerekli olan mallarını pazarlayacaklar. Buna kimse bir şey diyemez. Siyasetçilik profesyonel bir meslek değildir. Aksine siyasetle uğraşan birçok insan parasından ve zamanından fedakârlık yaparak hizmet etme yolunu seçer. Bunları yazan şahısların ellerinde belge ve somut bilgi varsa gereğini yapmak üzere bana getirebilir. Veya direk savcılığa suç duyurusunda bulunabilir. Ancak kuru iftiralar bizi yıpratmaz ancak güçlendirir. Bunları yapan, motive eden, sipariş verenlerin de bir gün yüzlerinin karasıyla oturacaklarını şimdiden söyleyebilirim.” Kongrelerin heyecansız geçtiğini söyleyenlere diyeceğiniz? “Genel Merkezimizin Pandemi tedbirleri dolayısıyla bir takım tedbirler oluşturuldu. Delegeler ve protokol misafirleri dışında kimse davet edilmediği gibi, kongreler bir saatle sınırlı tutuldu. Buna rağmen davet edilmedikleri halde birçok vatandaşımız bu kongrelere koşarak geldiler, hatta bazı yerlerde korkutan yoğunlaşmalara neden bile oldular. Alınan bu kadar kısıtlayıcı tedbirlere rağmen kongrelerin coşkusuna diyecek yoktu. Öyle ki bazı kongrelerimize katılan Genel Başkan Yardımcımız Erkan Kandemir ile İl Koordinatörümüz Salim Çivitçioğlu’nun özel teşekkürlerine mazhar olduk. Erkan Bey Hatay Kongreleri hususunda İl Başkanları toplantısında diğer il başkanlarına sitayişle övgülerde bulundu. Yani yazılanlar sadece kendilerine sipariş verenlerin temennilerini yansıtmaktan öteye gitmiyor.” Eh, ben ise bu senaryolara alışık olduğumdan Mehmet Yeloğlu’na kolay gelsin diyorum.