TAIWAN”LI DAIMEN CHUANG SORUYOR NEDEN İNSANLAR SAVAŞIR
Taıwan kültür merkezi Reyhanlı’ da kurulduğundan beri, Taıwan’dan misafirleri eksik olmuyor. Taıwan halkı bu merkezi görmeden sadece PR.DR CHIU CHEN YU beyefendinin anlattıklarıyla, sanki burada birebir bu insanlarla yaşamış gibi özümsemişler. Orada herkes Türkiye’nin Hatay şehrinin Reyhanlı ilçesinde kurulmuş olan merkezlerinden günü birlik haber alıyorlar. Hangi aşamadalar. Uyum çalışmaları nasıl devam ediyor. Her yapılan kedilerin kuzuların hikayelerini dinleyip. Gözyaşı döküyor. Bazıları ise dayanamayıp, bende orada olmalıyım. Onların yaralarına derman sürmeliyim. Ben burada rahat yaşıyorum. Ama bu kadar problem yaşayan insanlara nasıl yardım edebilirim diyerek işini gücünü ailesini arkada bırakarak. Tanımadığı bir ülkeye kendi ülkesinin uzattığı el yetmemiş gibi oda bende Gitmeliyim , diye yola çıkmış. Adı DAIMEN CHUANG Taıwan’ın kaohsıung şehrinde yaşıyor. Ailesiyle beraber. Babası daha çok küçükken annesinden ayrılmış. O kız kardeşiyle ve annesiyle yaşıyor. Üniversitede fizik alanında mastır yapıyor. Fizik ve fen bilgisi öğretmenliği yapıyor. On dört yıldır görevini başarıyla yaparken çok da iyi para kazanıyor. Zamanının bir kısmını da bedminton oynayarak geçiriyor. Piyano çalıyor zamanının bir kısmını da hayır kurumlarında geçiriyor. İnsanlara yardım etmek onun için ayrı bir güzellik.
Kitap doğa yürüyüşleri ama olmazsa olmazı da uyku. Uyku uyumak hayat da en sevdiğim şey diyor. Türkiye’ye hiç gelmemiş, sadece ismini duymuş. Bundan önce hiçbir mülteci çalışmasında da bulunmamış. Kendi ülkesinde sadece muhtaç insanlara yardım ve sağlık açısından destek olmuş. Hayatımın dönüm noktası dediği olay PR.DR CHIU CHEN YU Taıwanda kültür merkezinin tanıtım haberi gördüğü haber de kadınlar çocuklar yardıma muhtaç insanlar var ve orada bir taıwanlı mimar yardım ediyor. Dakikalarca haberi tekrar tekrar izledim. Büyülenmiş gibiydim. Çok etkiliydi ülkenin bir köşesinde farklı bir ülkeden mağdur insanlar başka bir ülkeye sığınmış. Benim ülkemden bir vatandaş da onlar için orada çırpınıyordu. Bir yandan da ülkemizde ki vatandaşlardan yardım istiyordu. O anda karar verdim bende orada olmalıydım. O ülkede çok fazla mülteci vardı. Onların kardeşçe dostça yaşadıklarını onlara ülkelerini şehirlerini ve evlerini açtıklarını her türlü yardımları esirgemediklerini gördüm. Her kareyi tekrar tekrar izledim. Dünya da bu kadar ülke vardı. Ama bu ülke onlara koşulsuz destek vermişti. Benim ülkemde mülteci sadece Türkiye gibi sınırda olan ülkelerin değil bütün dünyanın sorunu diyerek onlara destek vermişti. Bende bu yardımın bir parçası olmalıydım. Dedim ve kararımı aileme işyerime açıkladım. Dil önemliydi o zaman hemen onların dillerini öğrenmeliydim. Arapça ve türkçeye merak sardım. Kelimeleri ezberlemeye başladım. Hele bir kelime var NEDEN o benim bir başka sevdiğim kelime belki de dünya da olup bitene sorulacak bir soru NEDEN ?????? şuanda bu ülkedeyim nerdeyse beni NEDEN kelimemle tanıyorlar. Onlarda sürekli soruyorlar. NEDEN?? Belki de bu soruyu her dünya liderine sorsak çok ayrı yanıtları verirler kim bilir*
Damien bir yıl kalmayı planlıyor şimdiden herşeyine alışmış. Yemekler şarkılar yaşam şekli çok yabancılık çekmiyor. Bu ülkeyle çok benzerliğimiz olmasa bile insanlara bakış açımız aynı. Bizim ülkede de insanlar çok yardım sever. Önemli olan insanları sevmek onlara yardım etmek sonrası kolay diyor. Hele türk mutfağı kısaca bayılıyorum deyip devamını getiriyor. Döner kebap künefe tepsi mezeler bunlar bie mucize gibi bir şey yedikçe yemesi geliyor insanın. Bu ülkeden gittiğim zaman gerçekten yemeklerini çok özleyeceğim. Taıwanda en çok da türk dondurması bilinir. Diyor ve size birazda yolculuğumdan bahsedeyim ve bitireyim diyor.
İlk olarak aileme dedim ki nereye gidersem aynı yeryüzü üzerinde kalacağım. Bu dünyadan ayrılıp uzaya çıkacak halim yok sonuçta. Başka bir ülkeye gidiyorum. İkna etmem biraz zor oldu. Ama başardım. Yolculuk biraz uzundu. Heyacan doruktaydı. Onun içinde İstanbul havaalanına huzurlu indiğimizde çok yorgundum. Hatay uçağını 4 saat bekledim ama bu dört saat sanki 4 gün gibiydi. . Nihayet, Hatay havaalanına vardım. Dışarıya çıktım bina mina yoktu çok şaşırdım. Meğer Hatay havaalanı şehir dışıymış. Bu yüzden bina yoktu.beni karşılamaya gelen merkezde gönüllü çalışan muhammet ağırladı.Muhammed benim Hataya gelme günümü önceki gün diye sanmış. Bu yüzden, Muhammed’in Hatay havaalanına ikinci gelişiydi. Bana şükür geldin artık. Bu ikinci gelişim kayboldun diye çok korktuk. Dedi. Burada ki suriye’li mülteciler ingilizce biliyor onun için anlaşmakta zorlanmadım gideceğim ile havaalanına , 40 km kadardı. Her yer ovaydı. Çok farklıydı. Başka bir dünya gibi merkezi gördüğümde çok mutlu oldum. Etrafında yerleşim yerleri vardı. . Beni oldukça sıcak ve samimi karşıladılar. Gönüllü çalışanlar suriyeli ve Türktü. Bir aile gibiydi. Burada yaşarken çok zorlanmayacağım kesindi. Kalacağım ev odam her şeyi hazırlamışlardı. Böylece taıwan kültür merkezi yolculuğumu tamamlamış olmuştum. Çok mutluyum. Bakalım burada ne tür olaylar yaşayacağım. Ülkeme dönerken büyük bir huzur ve rahatlıkla döneceğimden eminim. Onun huzurunu mutluluğunu şimdiden yaşıyorum. Haber Merkezi