TÜRKİYE’NİN GASTRONOMİ YILDIZI YİNE HATAY OLDU!

Antakya sokaklarında atılan her adım, yüzlerce yıllık bir tarifin izini taşıyor… Türkiye’nin gastronomi haritasında yıldızı her geçen gün daha da parlayan Hatay, sadece yemekleriyle değil; barındırdığı tarih, kültür ve medeniyet çeşitliliğiyle de damakları olduğu kadar kalpleri de fethediyor.
“Hatay’da sadece doymuyorsun, yaşıyorsun!”
UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na alınan Hatay mutfağı, sadece zengin içeriğiyle değil, taşıdığı çok katmanlı kültürel mirasıyla da eşsiz. Arap, Türk, Ermeni ve Fransız mutfaklarının izlerini taşıyan yemekler; Antakya’nın daracık sokaklarında, taş evlerin gölgesinde hazırlanıyor. Tepsi kebabından kağıt kebabına, zahter salatasından künefeye kadar her lokma, geçmişin ve bugünün bir araya geldiği bir medeniyet sofrası sunuyor. Özellikle Ramazan aylarında Antakya çarşılarında yükselen baharat kokuları, ziyaretçileri adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Hataylı Kadınlar Geleneksel Tarifleri Yaşatıyor
Antakya’nın mahallelerinde, kuşaktan kuşağa aktarılan tarifler Hataylı kadınlar sayesinde yaşatılıyor. El açması oruk, zeytinyağlı sarma, humus ve acuka gibi lezzetler, sadece sofralarda değil; düğünlerden bayramlara, her özel günde baş köşede yer alıyor.
Gastronomi Turistlerinin Gözdesi Oldu
2024 yılı itibariyle yalnızca yemek turizmi için Hatay’a gelen turist sayısı 850 bini aştı. Kültür turları artık yemek molalarını Hatay’ın tarihi hanlarında, taş fırınlı sokak lokantalarında veriyor.
Hatay’da Öne Çıkan 5 Lezzet:
Tepsi Kebabı: Sadece et değil; sabır, emek ve sevgiyle pişen bir gelenek.
Künefe: Tel kadayıfın peynirle aşkı, Hatay usulü şerbetle taçlanıyor.
Humus: Sade bir meze değil, adeta bir kimlik.
Oruk: İnce bulgurun etle dansı.
Zahter Salatası: Dağdan sofraya gelen taptaze aromalar.
Hatay’a giden sadece yemek yemiyor, kadim bir medeniyetin mutfağına konuk oluyor. Çünkü Hatay mutfağı, sadece karın değil; ruh doyuran bir lezzet yolculuğudur. Haber Merkezi