ÇİLEM ARTAN’A, ATILAN İFTİRADA GERÇEKLER ORTAYA ÇIKTI!

Geçtiğimiz günlerde Hatay’da “Çilem Ablası” olarak bilinen ve deprem sürecinde özverili çalışmalarıyla kamuoyunun takdirini kazanan Orhanlı Depo Sorumlusu Çilem Artan hakkında sosyal medyada ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmadığı gibi, ifşaat niteliğindeki paylaşımların ardında kişisel husumet yattığı ortaya çıktı.
Sosyal medyada yankı uyandıran olayın ardından, “Yeniden Hatay” adlı Instagram sayfası, Çilem Artan hakkında yayınladığı içerik nedeniyle tekzip yayınlamak zorunda kaldı. Sayfa, yaptığı açıklamada haberin asılsız olduğunu kabul ederek hem Çilem Artan’dan hem de kamuoyundan özür diledi.
“Yeniden Hatay” Sayfasından Özür: Kaynağa Güvendik, Yanıldık
Yayınlanan tekzip metninde, söz konusu paylaşımın, bir gazetecinin sahte sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı yanıltıcı şikayetler üzerine hazırlandığı belirtildi. Haberin kaynağını oluşturan bu kişinin, Çilem Artan’a karşı kişisel husumet taşıdığı ve bu nedenle asılsız bilgiler yaydığı ifade edildi. Sayfa yetkilileri, gazetecilik kimliğine güvenerek yapılan bu paylaşımın yanlış olduğunu kabul ederken, tekrarının yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınacağını vurguladı.
Çilem Artan’dan İlk Açıklama: “Biz Görevimizin Başındayız”
Olayla ilgili açıklama yapan Çilem Artan ise şöyle konuştu: “Hakkımda yapılan yalan haberlerin, iftira niteliğindeki mesnetsiz iddiaların asıl kaynağı bugün itiraf edildi. ‘Yeniden Hatay’ sayfası, yaptığı açıklamayla hem haber kaynaklarının güvenilmezliğini hem de yayınladığı içeriğin yalan ve iftira olduğunu kabul ederek özür dilemiştir. Adaletin, emeğin ve hakikatin yanında duran herkese gönülden teşekkür ederim. Biz görevimizin başındayız, aynı inançla yardıma muhtaç olanlara ulaşmaya devam edeceğiz.”
Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur
Hatay gibi afet sonrası toparlanma sürecinde olan bir şehirde görev yapan kamu çalışanlarının, spekülasyon ve iftiralarla değil; destek ve takdirle anılması gerektiği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Çilem Artan’a yönelik asılsız iddiaların kamuoyu vicdanında karşılık bulmaması, dezenformasyonun tehlikeli etkilerine de dikkat çekti.