NECMİ ASFUROĞLU ARKEOLOJİ MÜZESİ! DÜNYA ÇAPINDA NADİR BİR ÖRNEK
Müzede 13 ayrı medeniyetin izlerini görmek mümkün. Gün yüzüne çıkan eserleri yerinde korumanın önemi, antik ile moderni bir araya getirip yaşayan bir mekân yaratma düşüncesi burada müze-otel konseptiyle hayat buluyor.
Umut Durak | durak_umut@hotmail.com- Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi, Antakya kent merkezinde Stauris (Hac) Dağı eteklerinde St. Pierre Kilisesi’nin karşısında bir Otel-Müze’nin zemin katında yer alıyor. Müze; 2009 yılında yapılacak olan bir otelin temel kazıları sırasında ortaya çıkan arkeolojik kalıntıların yerinde korunup sergilenmesiyle oluşturuldu ve 2019 yılında Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi adıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak ziyarete açıldı. Antik Antiocheia kent merkezinde yapılan bu arkeolojik kazı çalışmaları, M.Ö. 3. yüzyıldan M.S. 15. yüzyıla kadar popüler bir yaşam alanı olarak tercih edilen kentin varlığını ortaya koyuyor. Müzede beş arkeolojik katman ve 13 ayrı medeniyetin izleri bulunuyor.
Müzede beş arkeolojik katman ve 13 ayrı medeniyetin izleri bulunuyor. Gün yüzüne çıkan eserleri yerinde korumanın önemi, antikle moderni bir araya getirip yaşayan bir mekân yaratma düşüncesi Müze-Otel konseptiyle hayat buldu. Müze, bu özelliği ile dünyadaki sayılı örneklerden biri. Ören yeri statüsündeki Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi, açık ve kapalı teşhir durumundadır. 17 bin metrekarelik bir alanı kaplayan müzeye gelen ziyaretçiler; M.Ö. 300 yılına ait Helenistik duvarı, yaklaşık 1050 metrekarelik dünyanın en büyük tek parça geometrik desenli mozaiğini, M.S. 2. yüzyıla ait bir Roma Evi’nin yemek salonuna (triclinium) ait üzerinde Antakyalı bir mozaik sanatçısının imzasını taşıyan “Pegasus ve Muse’ler” mozaiğini, M.S. 4-5. yüzyıla ait bir evin tabanında bulunan “Megalopsykhia ve Kuşlar” mozaiğini, M.S. 5. yüzyıla ait bir Roma Hamamı’nın ısıtma sistemini (jypokaust) ,soğukluk bölümüne (frigidarium) ait “Kurdelalı Papağan” mozaiğini, tabanı taş plakalarla kaplı Antiokheia Caddesi’ni, cadde kenarında yer alan metal ve cam üretimi yapan dükkânları yaşayarak görme imkânı buluyor. Müzenin iç mekânında ise modern teknolojiler kullanılarak oluşturulmuş pano ve vitrinlerde kazı alanından çıkan mermer Eros (aşk tanrısı) heykelleri ve diğer ünik arkeolojik eserler sergileniyor.
Müze, 2009 yılında yapılacak bir otelin temel kazıları sırasında ortaya çıkan arkeolojik kalıntıların yerinde korunup sergilenmesiyle oluşturuldu.
Hasar almadı
6 Şubat deprem felaketinde birçok ilde olduğu gibi Antakya’da da maalesef ağır kayıplar ve yıkımlar yaşandı. Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi ve otel binası çelik konstrüksiyon olduğu için hasar almayıp ayakta kalan nadir yapılardandır. Depremden etkilenmeyen Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’yle ilgili normalleşme süreci içerisinde gerekli kontroller ve çalışmalar titizlikle yürütülmekte olup müzenin mümkün olan en kısa içerisinde yeniden ziyarete açılması planlanıyor.Haber Merkezi